Son yıllarda Suriye'nin iç savaşla sarsılması, bölgedeki güç dengelerini köklü bir şekilde değiştirdi. Bu savaşın en öne çıkan aktörlerinden biri de kuşkusuz Rusya. Vladimir Putin liderliğindeki Rusya, Suriye'deki iç savaşın başından beri Beşar Esad yönetimine verdiği destekle dikkat çekiyor. Çoğu gözlemci, Moskova'nın Esad'ı yalnız bırakmadığını ve hatta onu Suriye'den kolay kolay vermeyeceğini düşünüyor. Peki, Putin'in Esad'ı Suriye'de tutma gerekçeleri neler? Bu yazıda bu sorunun yanıtını arıyoruz.
Rusya, Suriye'deki iç savaştan itibaren devreye girdiğinde, Esad yönetiminin düşmesi durumunda bölgedeki etkisinin azalacağını hesapladı. Esad, sadece bir lider değil, Rusya'nın Orta Doğu'daki jeopolitik çıkarlarının bir sembolü olarak görülüyor. Ruslar için Suriye, Akdeniz'deki en önemli askeri üslerden biri olan Tartus ve Hmeymim üslerine erişim sağlıyor. Esad'ın iktidarda kalması, Rusya'nın bu stratejik varlıklarını korumasını ve genişletmesini sağlıyor. Bu açıdan baktığımızda, Putin'in Esad'ı Suriye'de tutma politikası, yalnızca bir lideri değil, aynı zamanda bir askeri varlığı da korumak anlamına geliyor.
Rusya'nın Suriye'deki tutumu yalnızca askeri stratejilerle sınırlı değil. Aynı zamanda, uluslararası ilişkiler bağlamında da önemli bir rol oynuyor. Batı'nın Suriye'ye müdahale çabaları, Rusya'nın Suriye'de daha fazla güç sahibi olmasını sağladı. Putin, bu durumu diplomatik bir koz olarak kullanırken, Esad’a verilen destekle kendi pozisyonunu güçlendiriyor. Ayrıca, İran ile de sıkı bir iş birliği sürdüren Rusya, Suriye'deki durumdan en fazla fayda sağlayan ülkelerden biri haline geldi. Esad'ın iktidarı, Moskova ile Tahran arasındaki stratejik bağları güçlendiriyor.
Bölgedeki durum, Rusya'nın Suriye'deki rolünü daha da önemli kılıyor. Esad, Suriye'yi bölgesel bir güç olma yolunda destekleyen önemli bir figür olarak kalmayı sürdürüyor. Bu bağlamda, Putin ve Esad arasındaki ilişki, yalnızca iki ülke arasındaki bir dostluk değil, aynı zamanda çok daha geniş bir coğrafyayı da etkileyen bir stratejik ortaklık olarak değerlendiriliyor. Rusya, Esad'ı yalnız bırakmadıkça, Suriye'deki etkisini artırmaya ve bölgedeki dengeyi kendi lehine çevirmeye devam edecektir.
Sonuç olarak, Putin’in Esad’ı Suriye’de tutma kararlılığı, yalnızca Suriye'deki askeri varlıkları korumakla kalmıyor, aynı zamanda Rusya'nın uluslararası alandaki gücünü de pekiştiriyor. Suriye'deki iç savaş süreci, dinamik bir şekilde devam ederken, Rusya'nın bu süreçteki rolü her geçen gün daha da belirginleşiyor. Hem askeri hem de diplomatik alanda elde ettiği avantajlarla Putin, Esad'ı sadece bir müttefik değil, aynı zamanda bir stratejik yatırım olarak görüyor.