Ülkemizi derin bir yasa boğan bir cinayet davası daha, sanıkların ilk duruşmada hâkim karşısına çıkmasıyla birlikte yeniden gündeme oturdu. 5 yaşındaki Melike'nin, babası ve üvey annesi tarafından işkence edilerek öldürülmesinin ardından göle atılması, toplumda büyük tartışmalara ve tepkilere yol açtı. Olayın ayrıntıları ve davanın seyrinin nasıl şekilleneceğine dair bilgiler ise oldukça çarpıcı. Melike'nin hayatı, yaşananların ardındaki trajedi ve sanıkların ifadeleri, kamuoyunun vicdanını derinden sarsmayı sürdürüyor.
Küçük Melike, ailesinin içinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle hayata gözlerini erken yaşta kapadı. Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen olayda, Melike'nin babası ve üvey annesi, küçük kızı feci bir şekilde döverek işkenceye maruz bıraktı. Çocukluk çağında yaşaması gereken sevgi ve şefkati bulamayan Melike, yaşadığı travmaların neticesinde hayatını kaybetti. Olayın detayları ise, ailesinin yaşadığı sorunlar ve Melike'nin eğitim durumu üzerinde durarak, toplumu düşündüren yapı taşları haline geldi. Melike'nin arkadaşları ve öğretmenleri, onun ne kadar neşeli ve sevecen bir çocuk olduğunu anlatırken, acı dolu sonunun böyle olmaması gerektiğini ifade ettiler.
İlk duruşmada sanıklar babası ve üvey annesi, olay anındaki tutumları ve pişmanlıkları ile ilgili çeşitli ifadelerde bulundular. Baba, ilk başta Melike'nin ölümü ile ilgili suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Üvey anne ise olay sırasında olayın nasıl geliştiğine dair açıklamalar yaptı ancak bu açıklamalar, kamuoyunda daha fazla tepki aldı. Duruşma boyunca savcı, Melike’nin yaşadığı işkenceleri ve ondan sonra yaşananları delillerle sundu. Mahkeme salonunda Melike’nin arkadaşlarının ve ailesinin yapmış olduğu çığlıklar, duruşmanın desibel seviyesini artırarak ortamı gerdi. Türkiye genelindeki çocuk istismarı vakaları ile ilgilenen sivil toplum kuruluşları, bu dava ile birlikte daha fazla dikkat çekmek ve köklü çözümler aramak amacıyla ekim ayı boyunca çeşitli basın açıklamaları yapmayı planlıyor.
Bu tür davaların zaman zaman toplumda güvenlik endişelerini artırdığı biliniyor. Melike'nin hayatının sona erdiği bu trajik olay, birçok insanın aklında soru işaretlerinin doğmasına sebep oldu. İşe, nasıl bir eğitim sisteminin böyle aile yapıları oluşturduğuna, aile içi iletişimsizliklerin sonuçlarına ve çocukların nasıl daha iyi korunacağına dair cesur adımlar atılması gerektiği tartışmaları gündeme getirebilir. Mahkeme sürecinin, ceza hukuku açısından nasıl sonuçlanacağı, henüz bilinmiyor. Ancak, kamuoyunun bu davaya olan ilgisi, duruşmaların devamında artmaya devam edeceğe benziyor. Hükûmetin çocukların korunması adına yeni yasalar geliştirmesi, toplumun beklentileri arasında başı çekiyor. Bu davanın sonuçlanmasının ardından, benzer durumların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması oldukça önemli.
Küçük Melike’nin anısına sahip çıkanlar, aynı zamanda çocuk hakları ve istismarına dair başlatılan kampanyalara destek veriyorlar. Türkiye genelinde pek çok şehirde, eğitim programları ve toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik projelerinin de yer aldığı çalışmalara bu dönemde hız verileceği öngörülüyor. Duruşmalar ilerledikçe, gözler dava sürecinin nasıl şekilleneceğine çevrilmiş durumda. Melike’nin hayatını kaybetmesi, sadece ailesi için değil, geniş anlamda tüm toplum için bir travma oldu ve bu travmanın üstesinden gelmek için hep birlikte çaba sarf etmek gerekiyor.