Antikacılık, geçmişin izlerini günümüze taşıyan ve her parçasında bir hikaye barındıran bir sanattır. Türkiye’de bu alanda önemli bir yere sahip olan ustalardan biri ise 44 yıldır antikacılık yapan Tamer Bey. Tamer Bey, özellikle asırlık gramofonlara olan tutkusuyla dikkat çekiyor. Bu pazar Antikacılar Çarşısı’nda kurduğu dükkanında, nostaljik müzik aletlerini korumanın ve yaşatmanın önemini anlatıyor. Gramofonlarını sadece birer nesne olarak görmediğini, her birinin bir tarih ve hikaye taşıdığını belirtiyor.
Tamer Bey’in dükkânı, adeta bir zaman tüneli gibi. İçerisi, 1900’lü yıllardan kalma gramofonlarla dolu. Gramofonlar, eski tasarımlarıyla göze çarpıyor; bazıları el yapımı, bazıları ise dönemin en popüler markalarından. Girişteki büyük gramofon, dükkanın simgesi haline gelmiş. Tamer Bey, bu gramofonun 1920’lerden kalma olduğunu ve hala çalıştığını gururla ifade ediyor. Her bir gramofonun en az 100 yıl geçmişi olduğunu söyleyen Tamer Bey, bu müzik aletlerinin her birinde bir parça tarih bulmanın mutluluğunu yaşıyor.
Antik gramofonların her birinin farklı bir hikayesi olduğunu ve onları yenilemek için özenle çalıştığını anlatan Tamer Bey, "Bu gramofonlar sadece birer müzik aleti değil, aynı zamanda birer tarih parçası" diyor. Zamanla deforme olan parçaları, özel ustalar aracılığıyla tamir ettiriyor. Gramofonları restore ederken, orijinal tasarımı bozmamaya, mümkün olduğunca eski haline getirmeye özen gösteriyor. Her restorasyon süreci, Tamer Bey için bir öğrenme ve keşif yolculuğu niteliği taşıyor.
Asırlık gramofonların değerini bilen koleksiyoncular ve müzik meraklıları için Tamer Bey’in dükkanı vazgeçilmez bir adres haline gelmiş durumda. Müşterilerine gramofonların yanı sıra, onlarla uyumlu plaklar da sunan Tamer Bey, her albumün kendi hikayesi olduğunu vurguluyor. 78 devirli plaklardan, 33’lük ve 45’lik plaklara kadar çeşitli seçenekler sunuyor. Geri planda çalan nostaljik müzikler, dükkânın ruhunu daha da derinleştiriyor.
Tamer Bey, gramofonların sadece ses çıkaran objeler olmadığını, aynı zamanda insanların geçmişe dair anılarını ve duygularını taşıdığını belirtiyor. "Bir gramofon çalarken, aslında geçmişte bir yolculuğa çıkıyorsunuz” diyor. Müşterileriyle bu düşüncelerini paylaşarak, onların da geçmişle olan bağlarını kuvvetlendirmek için çaba sarf ediyor. Bu anlamda, gramofonları satmaktan ziyade, onların kültürel ve tarihsel değerlerini aktararak bir misyon üstleniyor.
Antikacılığın zorluklarını da dile getiren Tamer Bey, bazı dönemlerde birçok antik parça bulmanın zorlaştığını belirtiyor. Ancak her zaman geçmişe dair yeni keşifler yapma umuduyla dükkanını açık tutmaya devam ediyor. Dükkanının ziyaretçileri, gramofonların yanı sıra diğer antika parçalarla da karşılaşıyor. Tamer Bey, her bir nesnenin hikayesini sıralarken, dinleyicilerine geçmişin kapılarını aralıyor.
Gramofonlar, çağımızda tekrar popüler hale gelmeye başladı. Özellikle genç neslin, nostaljik ve retro objelere olan ilgisi Tamer Bey’i mutlu ediyor. Bu ilginin, gramofonların anlamını ve değerini yeniden vurgulamak açısından önemli olduğunu düşünüyor. "Geçmişle bağ kurduğumuz her şey, bugünümüzü daha değerli kılıyor" diyen Tamer Bey, bir eşya ile geçmiş arasında köprü kurmanın önemini ifade ediyor.
Son olarak, Tamer Bey, kaliteli bir gramofonun ve uygun bir plaktan oluşan bir setin yaşam alanlarına nasıl farklı bir hava katacağını anlatıyor. "İyi bir müzik, ruhun gıdasıdır" diyerek müziğin insan hayatındaki yerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Asırlık gramofonlar, sadece geçmişten günümüze taşınan aletler değil, aynı zamanda ruh yadigârlarıdır.
44 yıllık deneyimiyle, antikacılık ve özellikle gramofonlara olan tutkusu ile Tamer Bey, bu alanda bir rol model olmayı sürdürüyor. Geçmişin seslerini günümüze taşımaya devam ederken, Yıllar geçse de asırlık gramofonlar ve onların büyüsü hayatımızda hep yer bulacak gibi görünüyor.